Halepçe Katliamı
Merhaba tarih severler! Bugünkü yazımızda insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen fakat bulunduğu coğrafya nedeniyle pek de bilinmeyen bir katliamdan bahsedeceğiz Halepçe Katliamı…
Katliam, 1980-1988 yılları arasında Ortadoğu’da büyük bir krize neden olan İran-Irak savaşı ile ortaya çıktı. Genel anlamda bir sınır kavgası olan bu savaş, Irak hükümetinin saldırıları ve İran’ın direniş gücü ile giderek yıpratıcı bir hal almıştı. Bu savaşta yaklaşık 2 milyon kişinin yaralandığı ve yaklaşık 1 milyon kişinin öldüğü bilinmektedir.
Savaşın ağır ve zorlu şartlar altında geçen 8 yıllık süresi boyunca Irak’ın kuzeyinde yaşayan Kürtler’de Saddam Hüseyin’in hain planlarına dahil edilmişti. Saddam’ın liderliğini Ali Hasan El-Mecid’e vermiş olduğu bu soykırım harekatı doğrudan Kürtleri hedef almaktaydı. Adına El Enfal Operasyonu denilen bu harekat 1986-1989 yılları arasında yoğun saldırılarla süre gelmiştir. Bu süreçte 182 bin Kürt katledildi 4500 köy ve 30 ilçe camiler kiliseler ve ibadethanelerle beraber yıkıldı. Bu katliamların doğrudan Kürt sivilleri hedef alması bölgede bulunan insanların toplu ve zorunlu göç etmesine, idam mangalarına sürülmesine ve daha da kötüsü kimyasal silahlarla vahşice öldürülmelerine sebebiyet vermiştir. Başlangıçta Kürtler olmak üzere Irak bölgesinde bulunan bütün azınlık gruplara yönelik bu ırkçı tutum Halepçe Katliamını da beraberinde getirdi. Saddam Hüseyin’in saldırmacı politikaları ve batı ülkelerinden almış olduğu destek onun yenilmez bir diktatör olmasına olanak tanıyordu.
Halepçe Katliamı Öncesinde Yaşananlar
El Enfal harekatının giderek şiddetlendiği 23 Şubat-16 Eylül 1980 tarihleri arasında İran ordusu Zafer 7 harekatı adı ile bilinen genel bir taarruz başlatmıştı. Irak hükümetinin Kürtler başta olmak üzere azınlık gruplara uyguladığı ırkçı tutum İran hükümeti ile Kürtler arasındaki ilişkileri güçlendirdi. Bunun üzerine İran ordusuyla beraber hareket eden peşmergeler Halepçe kasabasında isyan başlattı. Halkın coşkuyla karşıladığı bu protestonun intikamı ağır olacaktı.
Halepçe halkı bu isyanın insanlık dışı bir soykırıma neden olacağını tahmin edememişti. İsyan üzerine Saddam Hüseyin’in bombalı saldırısı büyük bir soykırımı beraberinde getirdi. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen bölgede hala izlerini taşıyan bu saldırı insanlık tarihinde sivillere hedef alan en büyük kimyasal saldırı olarak tarihe geçmiştir. Günümüzde hala katliamın acı tecrübeleri ve izleri hissedilmektedir.
Saldırı Nasıl Gerçekleşti?
İran ordusunun Kürtlerin peşmerge güçleri ile bir olarak bölgeye ilerleyişi Irak’ın Kuzey cephesi’ni tehlikeye atıyordu. Bu duruma engellemek isteyen Saddam Hüseyin, elindeki en cani gücü kullanarak Kimyasal Ali lakabı ile bilinen Kuzey cephesi komutanına zehirli gaz bombaları kullanmayı emretti. Bu bombalar sinir gazı ve hardal gazı olarak bilinen I Dünya Savaşı’ndan kalma ölümcül gazlardı. İran askerlerini sevinçle karşılayan Halepçe halkı hiç beklemedikleri bir anda savunmasızca saldırıya uğradı. Kanlı Cuma olarak bilinen bu korkunç günde Saddam’ın 8 uçağı bölgeyi bombaladı. İki saldırı şeklinde planlanan bombalar birinci saldırıda kenti kullanılamaz hale getirmeyi amaçlarken ikinci saldırıda ise halkı katletmeyi amaçlamaktaydı. Saat 10.50 sularında kimyasal saldırının ardından bölgeye yayılan keskin bir koku ilk sinyalleri versede halk bu kokuya bir anlam verememişti. Hatta çocukların bu kokuyu elma kokusuna benzeterek etrafta koşturduğu söylenilmektedir. 40.000 kişilik bir nüfusa sahip olan Halepçe yaklaşık 5 saat boyunca zehirli gaz bombaları ile ölüme terk edildi. Bu insanların kimisi durumdan habersiz evinin önünde saldırıya uğrarken kimisi kaçmaya çalışırken araçların içinde birbiri üzerine yığılarak hayatını kaybetti. Boş arazilerde üst üste yığılan insan cesetleri zamanla ağır bir ölü kokusunuda meydana getiriyordu.
Aslında Saddam İran Irak savaşı boyunca birçok cephede kimyasal saldırı yöntemlerini kullanmıştı. Peki Saddam Hüseyin bu kimyasal silahları nereden temin ediyordu? İran Irak Savaşı’nda taraf tutan Batı ülkeleri Saddam Hüseyin’in saldırgan politikalarını desteklemeyi ihmal etmiyordu. Bu sayede bölgede söz sahibi olmak isteyen batı dünyası Saddam Hüseyin’e verdikleri bu kimyasal silahları 8 yıl süren bu ağır savaşta kullanmasına oldukça yumuşak bir tutum sergileyerek yaklaşıyordu. Batı dünyası savaşın son aylarına denk gelen Halepçe Katliamında ölen Kürt halkını da elbette görmezden gelmişti.
Halepçe Katliamı yaşandığında bölgeye giden ünlü Türk gazeteci Ramazan Öztürk, Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı yapmış olduğu bu büyük katliama bütün dünya ülkelerinin duyarsız kaldığını Saddam’ın giderek artan hırsıyla beraber Kuveyt’i işgal etmesi sonucu dünya gündemine oturduğunu büyük bir serzenişle ifade etmektedir. Gazetecinin bölgede vahşice katledilen bir baba ile bebeğini kadraja aldığı ve Sessiz Tanık adını verdiği fotoğraf o günden sonra Halepçe Katliamı ile anılmaya başlandı. Katliam sırasında bölgeye giden tek gazeteci Ramazan Öztürk değildi. Bölgedeki durumu dünyaya aktarmak için canları pahasına Halepçe’ye giden gazeteciler günümüzde bölgede bulunan bir gazeteci heykeliyle anılmaktadır.
Katliamın Sonuçları
Halepçe katliamında kullanılan kimyasal bombalar bölgede yaşayan 5.000 kişinin ölümüne ve 7.000 kişinin ise yaralanmasına sebep oldu. Aynı zamanda bu katliam bölgedeki birçok hayvanın da ölümüne neden olmuştur. Dünya sağlık örgütünün raporuna göre bu kimyasal saldırının sonucunda günümüze değin yaklaşık 43.753 kişi ölmüş 61 binden fazla kişi de sakat kalmıştır. Katliamın doğrudan sivil halka yönelik oluşu uzun vadede Kürt halkında önemli sağlık sorunlarının yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Bugün bile hala bölgede dünyaya gelen çocuklarda gırtlak kanseri ve engelli doğum gibi durumlara rastlanılmaktadır. Günümüzde ise kimyasal saldırıdan kurtularak hayatta kalmayı başarmış insanların birçoğu oksijene bağlı olarak yaşamak zorunda kalmıştır.
Katliamın ardından bölgeden kaçan Kürt halkının bir kısmı İran’a sığınmıştır ancak vücutlarına etki eden bu kimyasal maddeler uzun vadede insanların ölümüne sebebiyet vermeye devam etmiştir. İran hükümeti Halepçe’de kimyasal saldırıya maruz kalan insanlar için tıbbi alanlar kurmuş ancak ölümleri engelleyememiştir. Hayatta kalanlar ise savaş bittikten sonra Halepçe’ye geri dönmüş fakat Saddam Hüseyin ve ordusu tarafından kurşuna dizilerek yaşamlarına son verilmiştir.
Katliamı gerçekleştiren Kuzey Irak cephesi komutanı Kimyasal Ali saldırıdan yıllar sonra yargılanarak idam edilmiştir. Aynı şekilde Saddam Hüseyin ise çıkarıldığı mahkemede Halepçe yapılan kimyasal saldırıdan haberi olmadığını iddia etmiştir. Ancak bu zalim diktatörün tek katliamı Halepçe değildir. Aynı zamanda yapmış olduğu Duceyyil Katliamı Saddam Hüseyin’i nihayet idam mangasına götürmüştür.
Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Fuat Baban 7 Aralık 2002 tarihinde yayınladığı Experiment in Evil adlı makalesinde Halepçe de engelli doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki’den 5 kat fazla olduğunu iddia etmiştir. Ancak Amerika bu iddiaları zayıflatılmış uranyum mermileri kullanılmasını bahane ederek meşrulaştırma politikası izlemiştir. Saldırıda kullanılan zehirli gazlar arasında hardal gazı ve siyanür de bulunmaktadır.
Irak 1 Mart 2010 yılında yüksek ceza mahkemesi tarafından halepçe’de bulunan saldırıyı soykırım olarak tanıdı. Ancak Bağdat yönetimi Halepçe halkına vermesi gereken desteği vermemiş ve vaatleri yerine getirmemiştir.
Halepçe Katliamının İzleri
Bu katliam, sadece Saddam Hüseyin’in değil ona maddi ve manevi destek veren bütün Batı ülkelerinin el birliği ile yapılmıştır. Bölgede doğrudan masum ve sivil halkı hedef alan bu katliama neden sessiz kalındığı ya da bölgede bulunan bir Anıt Müzesi ve birkaç sembolik heykel dışında herhangi bir direnişin olmayışı, bu insanlık dışı katliamın Hiroşima’daki katliamdan daha büyük olmasına rağmen kimse tarafından bilinmeyişi dünya düzeninin ne kadar adaletsiz olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.
Ortadoğu’da karışıklığı kendi çıkarlarına göre şekillendiren gerektiğinde en büyük zalimlere kaynak yaratan ve katliamların gerçek sorumlusu olan Batı ülkeleri belki de hiçbir zaman yargılanmayacak…
Sıkça Sorulan Sorular
Halepçe katliamında kaç Kürt öldü?
Halepçe katliamında yaklaşık olarak 182.000 Kürt sivilin öldüğü tahmin edilmektedir. Bu sayılar kesin olmamakla birlikte, katliamın boyutunu yansıtan kabul edilen rakamlardır.
Halepçe Katliamini kim yaptı?
Halepçe Katliamı, 1988 yılında Irak'ın dönemin lideri Saddam Hüseyin'in Baas Partisi yönetimi altında gerçekleştirildi. Irak hükümeti, Halepçe şehrine kimyasal silahlar kullanarak saldırmış ve binlerce Kürt sivilin ölümüne neden olmuştur. Bu katliam, Saddam Hüseyin'in emriyle gerçekleştirilmiştir.
Halepçe hangi ülkeye aittir?
Halepçe, Irak'a aittir. Halepçe, Irak'ın kuzeyinde yer alan bir şehirdir.